14 Mayıs 2009 Perşembe

Eski - Yeni Adres Anlatma Tekniği

neden böyle şeyler yazmak istediğimi bilmiyorum ben. bir arkadaşım bana hep bu tarz şeyler yazdığımı söylüyor, o "şey" olan "şey"in anlamını tanımlayamadan. bu sebeple sürekli bir tekdüzelik varmış satırlarımda. buna rağmen ben neden böyle şeyleri hala daha inatla yazıyorum bilmemekteyim.

bir gün uyanıyorum farklı gibi etrafımdaki her somut. önce odadan başlıyor, sonra sokaklar ve yollar boyu devam ediyor kafamdaki değişmişlik. bir noktadan diğerine sabit hız ve zamanla varıyorum sürekli de aklımın ivme eğrisi neden bu kadar kaymış çözemiyorum. sabitlere bağlanmışım mesela bugün eve dönerken bunu fark ettim. hergün aynı güzergah üzerinde, aynı zaman diliminde, aynı virajda ve aynı otobüs şerit ihlali yaparak yanımızdan geçiyor. aslında göz ardı ettiğim bütün aynılıklar ve değişmez benzeriklerden beni rahatsz eden tek şey bu. göz ardı ediyorum çünkü, yenilikleri ne zaman beynimde bütünleştirmek istesem eskinin izleri o kadar kendini belli ediyor kalın kabuklu bir yara gibi. o büyük kabuğu ve altındaki iltihabı söküp atmak için zaten olanların hepsini yeniymiş gibi kabullenmem şart.

ertesi gün bakıyorum etrafa. baş ucumdaki pencerede aynı gökyüzü. anlamıyorum bir türlü. bu kasabada her sabah koca bir bulut kütlesi ve yoğunlaşmış sis olmak zorunda mı? gözlerim ferfecir okur gibi ve sürekli etrafı kemiriyor sonraları. bu sefer de çok sıkıcı ve eskimiş görünüyor tüme dahiller. o anda kendimden usanıyorum, "neden" diyorum nesnesi eksik, cevap bulamıyorum...

30 günlerim böyle geçtikten sonra durum raporu gibi içimden tüm kopardıklarım bunlar. ben buradyım! bir başıma ve keşfedilmeye hazır. iki adım ötedeyim veya iskelede bağdaş kurmuş rüzgarlar içinden hastalık seçen salak tip. olmadı şu orta kahve'de elinde bir kalem ve altında keyfe gelmiş bir kağıt satırlar ereksiyonlayanım, kulağımda kulaklık ve merak eden garson kişinin bakışları hapsinde.

adresim ve izim belli şimdi benim. arayıp sormak isteyenlere açık ve net. ne kadar geri sarmak istesemde hayatımın belli başlı bir kaç anısını, çaresizlikten öldürmek en doğrusu gibi. ben bir kenarda duran insanım. konuşmak isteyen var mı?..

1 yorum:

Adsız dedi ki...

geliyoruz üstad, konuşur güzelleşiriz :)