14 Aralık 2009 Pazartesi

Oyun

ferit:
*sanki yok gibi tüm varolanlar...
*başımın üstündeki saat bile kendini kaybetmiş gib...
*duardaki resimler soluk
*hava desen kapalı ve güneşşe aç
*sanki bygünden tezi yok uzunca yoıllar yağmura ve bilimum doğal afete teslim olacak tüm dünyem...
*o zaman bir şeyler yapmalı tüm tepkileri geldikleri yere şurtlayacak
*ama ne?*
seçil:
*sanırım şu çalan telefondan kurtulmalıyım önce......
*kapat hatta at gitsin
*ne değeri varki arayan anlayan olmadıktan sonra.....
*sonra sonrasını bilmiyorum şimdilik????
*doğrul yavaş yavaş..*
ferit:
*aklıma tartuffe geliyor nedense...
*sahi ya o koca rahip nasıl aşık olmuştu sokak fahişesine?
*ne denli bir sevgiydi onunkisi...
*benimkisi...
*bugün acaba tüm dualarım, oruçlarım adaklarım ve hatta doğruğum günden bu yana ettiğim tüm ibadetlere kapansam...
*döner dolaşırda yine güzelliği olur mu bir başkasının gülcemalinde?
*bunları düşünmek aşırı yersiz aslında...
*hani yersin de değil
*zamansız
*öncelikle gökyüzünün mavisine kavuşmalı ya...
*ama nasıl?*
seçil:
*bu kaddar yersiz ve bu kadar zamansızken bu alemde gökyüzü çok mu gerçek kaldı??
*önce ben nerdeyim bunu bulmalıyım sanırım....
*bi hacmim varmıki dışardan bakan herkesin gördüğü ama anlamsız
*içeri bakmaya çalışan bir iki kişiyeyse tüm kapıları kapadığım
*ben, şimdi ,burda, ve bu kanepede gerçek miyim??*
ferit:
*yaylar var...
*duvar gayet fıstık yeşili...
*perdeler dumandan islenmişler gibi...
*çevremdeki her şey eski şimdi.
*böyle bir nbakıyorum diyarıma
*baktığım her yerde sabitlerine mahkum bir sürü obje...
*sürreal olmalı bence somutun içinde o zaman
*oda kırmızı olsa
*maviden anlamsız şekillernirmeler kondursam asma tavana
*oynasam onlarla
*bir heykel yapsam
*ya da bir tavşan
*sevimliyim bugün
*tavşanlar güldürüyor beni
*çiçeklerle dolu yeşermiş bir hayal bahçesi edinsem ya şu kürüsel ısınan dünyada
*tek bildiğim kanepem olsa sırtımı üstüne yasladığım
*umut ederek gerçekleştiremediklim ya bunlar
*bir şeyi umut ediyorsan ve o şey gerçekleşmiyorsa sen gerçeksindir*
seçil:
*o zaman ben bu sevimsiz obje
*o tavşanın yanında sırıtmazıyım
*ya da onun sevimliliğini yanında benim hiçliğim kayıp mıo lurdu
*aslında başlasam her güne yeniden
*bigün duvar kırmızı olsa bir gün kara
*ya ad turuncu
*hatta umut ettiğim etmediğim herşeyi arka cebimdeki cüzdanla kaybetsem
*ne dersin bütün anlamsızlığım o cüzdanla kaybolur düşermi bi garibanın cebine
*o da bütü yarımlıklala hayat oynamaya mı başlar bıraktığım cadde kumarhanesinde
**
ferit:
*sonunda bülent ortaçgil kıvamına geldim...
*bugüm ruhum haylaz bir çocuk caddeler boyu koşturan
*bahçeler olsa etrafımdaki kat kat evlerin aralarında gider meyve çalardım her birinden..
*benimle oynar mısın? diye mırıldanırdım her daim adımlarmın topuk seviyesinden
*o zaman bırakmalı ya bu kasvetine gebe ev ortamını
*gündüz gereksinimlerini yerine getirip sokağa çıkmalı
*belki tek nefeste dağıtırım bütün bulutları
*insanlar bulurum
*derşm
*benimle oynar mısın*
*sonra her birimiz hayallerimizin ardına koşar gibi asılırız bir uçurtmanın kuyruğuna...*
seçil:
*uzatırım o zaman elimi
*tut derim tut
*ya bana uzanan elin ucunda beyaz sakallarıyla noel baba ya da yeni dişime bırakacağı armağanıyla diş perisi
*o zaman ben bu kadar hayalsizken hayaller içinde
*biri de beni tutup ayağımdan indirir mi gerçekler alemine
**
ferit:
*sokaklar insanı kendine getirir diye boşuna dememişler
*karamsarlıktan sıyrılmanın ne kadar kolay olduğunu öğrendim bugün
*bunun için yaptığım tek şey sadece yürümek
*yürüdükçe etrafı seyredip gülümsemek
*bulutlar aralanıyor mu ne?..
*kimseye vermem bu galibiyet hakkını eğer mavi gök kendini gösterecekse bugün
*bu benim zaferimdir!
*hiç kimse konmaya kalkmasın umutlarımla ışıttığım dünyanın güzelliklerinin üstüne sömürürcesine
*o güzellikler benim!
*ki aslında saldırmaya gerek yok
*bende mutluluk ve umut paylaşabildiğim kadar..*
seçil:
*o zaman gel tut elimi uçalım tekrar göklere
*zaten aralanmış bulutlar
*kalanı da biz dağıtalım
*sonsuz maviliğin üzerinden geçelim
*hatta bak el salla titaniğe
*gidelim alalım hakettiğimizz mutluluğu
ferit:
*paylaşmalı ya tüm mutluluğu...
*umudu...
*kimden başlasam acaba...
*aaaaaaaa!...
*hüznü gözlerinin arkasında duran bir kız geçiyor yolun bir başından...
*sanırım en çok onun ihtiyacı var mutluluğa...
*üstelik sürekli de gökyüzüne bakıyor benim gibi
*en güzeli sırıtarak yaklaşmak...
*"selam... elimde fazldan paylaştırılmak üzere biriktirilmiş mutluluklar var... hatta yanında kreması umutlar... yüzünüz düşük malum belli bu... arıyorsunuz her yerde huzuru... eğer isterseniz paylaşmak isterim ben tüm bu elkimde olanları... adınız neydi?"

Not: Msn üzerinden anında kurmacalı hikaye denemsi iin Seçil'e teşekkürler. Gerçekliği bozulmaması için hiç bir imla hatası ile oynamadan servis ediyorum. Afiyet olsun...

Hiç yorum yok: