3 Nisan 2009 Cuma

Uzun zamandır uğramadığım bir "ev" daha. Tüm evlerimin, tüm odalarımın griye çaldığı şu günlerde kapkara üstüme yürüdü. Hayvanat hikayeleri arasına girmek istemezdim; ama senin de tamamlayacağın yok pek kıymetli ev sahibi. Kiramı ödeyemiyorum ben de ne zamandır, kabuksuz kaplumbağa çaresizliği duyuyorum. Tüm evlerimden neredeyse kovuldum. Ya da terkeden olmayı kendime yediremiyorum.
Kimliğimin emareleri fışkırıyor, zor tutuyorum. İnat değil mi! Kimse bilmeyecek. Hoş kim okuyorsa. Öyle ortaya bi sitem bu, alınmasın kimse. Hoş kim alınacak ki! Haha.
Karanlık odamda tıpır tıpır koşan renkli böcekler tuttum, peşlerine düştüm hepsinin. Terlikle tepelememi öğütlemişlerdi eski büyüklerim. Büyükler hep eskir mi? Kendi yankıma tahammülüm yok, tek başıma bir bilgisayar odasında yazı yazmak yankıyı arttırıyor. Renkli böceklerim kaçışıp gidiyorlar sesten. Ben şu hayatta bir tek böceklerden korkuyordum. Bir de sevilmemekten.
Kaçtılar. Sırf şuranın tozunu almak için yazdım. Bir de ben burdayım demek için. Ne dediğimin hiçbir önemi olmaksızın boyumu gösterebilmek için. Bunu bile bile böceklerimi boyamaya devam edemedim. Ben çok yalnız ve güzel olacağım bir gün. Neyden sebep bilmem ama huzurlu da olacağım.
Başka evlerin de tozunu almalıyım şimdi, eşyaların üstünü naftalin kokulu beyaz çarşaflarla örtüp, perdeleri güneşe teslim etmeliyim. Göstere göstere terketmeliyim gerekirse de. Ben konuşurken sırtını dönmüşlerden kalan yankıyı gidermek için sesimi yükseltmeliyim. Bu gürültüyü beynim kaldırmayabilir. Durmadan dönen aynı sıkıcı repliklerden iyidir.
Ben de hikaye yazmak istiyorum.

1 yorum:

C. dedi ki...

kimi zaman unutmalı, hep akılda olsa da ihmal etmeli sanırım bir şeyleri. özlendiğini görmek iyi gelir insana.. özlenmediğini öğrenmekse acı verir ama gerçektir. ve yine biliyorum gerçekler can yaktığı zaman yeteri kadar gerçek gelmezler bizlere. ucundan dokunuyor bu yorum yazılmış olanlara. bu yorumu yazıyorum çünkü yazılmışlara ucundan dokunan hikayelerim var.. ve bitirirken fark ediyorum birbirimize hikayelerimizin dokunuşları kadar yaklaşıyoruz.