—"Ben
hamileyim." diyesim geldi.
—Ben de
"Parmağından mı?" diye sorarım o vakit.
—Hamilelik
bi' an süren bir durum değil biliyorsun ki. Meselâ 3 aylık hamileysem işler
değişir.
—Demek
istediğim, hamile olmana sebep olan ben değilsem belki de parmağındır. Hem
sorun değil, senin hamileliğin benim hamileliğim. Aynı şey. Ben senin yerine
âdetten falan da kesilebilirim meselâ. Bak bu konuda deneyimliyim de. 25 yıldır
bir kere bile gelmedi bu olay başıma. Âdetten kesilmek ne demek, en iyi ben
bilirim bence.
—Peki, hiç
yaşamadığın bir şeyden kesilmek mümkün mü sence?
—Neden
olmasın ki? Hem belki de ben kesik doğmuşumdur. Peygamber sünneti gibi, bu da
Peygamber regli. Bence çok mantıklı.
—Gülüyorum
sadece. Dalga geçiyorum anlamında değil. Çok mantıksız bir şeyi mantıklı hale
getirdiğin için.
—Bence bütün
problem kadın bir peygamber olmayışından ileri geliyor. Arada bir geri gelse
kadın peygamber de olurdu ve biz bunları konuşmuyor olurduk. Bu durumda bizim
bunları konuşabilmemiz için bir kadının peygamber olmayışının ileri gelmesi
gerekiyor ki bu ileri-geri muhabbeti bana seksteki misyoner pozisyonunu
anımsattı. Buradan da misyoner-peygamber bağlantısı kurunca gebelik çemberi
tamamlanmış oldu bence.
—Misyoner
pozisyonu nedir, bilmiyorum.
—Kadının
sırt üstü yattığı, erkeğinse kadının üzerine yüz üstü yattığı pozisyon. Bence
bu pozisyon bariz ofsayt ama ofsayttan gol atmanın da tadı başka.
—Hiç
ofsayttan gol atmadım, tadını anlayamıyorum bu yüzden.
—Ben de
resmi maçlara çıkmadığım, gayri resmi maçlarda da ofsayt uygulanmadığı için
hemkaderiz bu konuda.
—Keşke
mahalle maçlarında ofsayt olsaydı o zaman.
—Kimse yan
hakem olmayı kabul etmezdi ki.
—Düşünüyorum
da bizim mahalle maçlarında gördüğüm kadarıyla hakem bile yoktu.
—Bizimkilerde
de yoktu. Zaten olmasının da mahalle maçı ruhuna aykırı olduğunu düşünüyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder