8 Ocak 2013 Salı

üst kat komşum

ulaşmayı istediğim her şey elimi uzattığım mesafenin sadece bir karış ötesinde. sanılmasın bunun için cesaretim yok. bunun için haddiden fazla yürekliyim ama o bir karış mesafe hakikaten çok uzak. tembel olduğumu kabul ederim. doğrudur, miskinler benim yan apartmandan frp arkadaşlarım. ama burada anlatılan şey mesafenin hakikaten de uzun olduğu. yanına zıplamaya imkan yok, herhangi bir destek ile erişmek mümkün görünmüyor. aslında tüm deynekçiler bizim sitenin otopark işinde ama yine de hiçbiri bu mesafe için bana deynek olamıyorlar... (burada gireecek ergen cümleye dikkat) ben ise, avucumu sonuna kadar açmış, o bir karışlık mesafe yok olsun diye umut içinde bekliyorum.

zaman parmaklarımı körelten bir paslı eldiven sanki. ne garip, altı numarada oturan yazar arkadaş o kadar da gazlamıştı halbuki beni. buna rağmen ben ki diğerlerinden az aciz, parmaklarımı konuşturmak yerine beynime aşırı hayal yüklediğimi fark ettim. kafamın içinde en kötü ihtimalleri döndürdüm durdum. kazalar, ölümler, yaralanmalar, hastalıklar... sonra tek tek kimlerin kalbimi yaktığını saydım, sonuç iki çıktı. ve sonra yine o iki kişi de aynı benim gibi üzülsünler istedim benim için. üzülürler bence orada bir sorun yok. burada tek sorun bende gelişen ve kafamda yer etmek için elinden geleni ardına koymayan bencillik hissiyatı. ama öyle demeyin a dostlar, bencillik benim gündelikçim ve çok iyi ütü yapar haspam.

şimdilerde sayıca azım evet. toplasan bir, çarpsan bir, bölsen keza yine... eldenin azlığından mıdır nedir, çok olanları gün be gün azaltıyorum kafamda. mesela günleri geri sayıyorum, cebimdekini fütursuzca sağa sola saçıyorum, hatta kimse bilmiyor ama çaktırmadan sevişiyorum da, ama artık daha da az... sonuç olarak benimle sabit bir tek aşk kalıyor. lan onu da ben çoğaltmayı beceremiyorum. malum bünye çoktan aza indirgemeye ayarlanmış son altı aydır ve bir türlü üretim faaliyetlerini yerine getiremiyor. aklıma bir şüphe düşüyor derken. beceriksizleşiyorum besbelli. beceriksizliğin benimle ev arkadaşı olma isteği var bu aralar ama ben tek başıma mutluyum. öyle de olsa üzerime sindirdiği kokusu beni uzak kılıyor bir türlü olamayan herşeye.

yoğun bir iş temposuna salmışım kendimi. sabah evrak, öğlen toplantı, akşam seminer, bazı bazı teftiş... ama hep iş. asosyal bir yan komşum var, onun dinlediği şarkılar hep bunlara sebep. üç beş gülen yüz görmeyi başaramasam rahatça söyleyebilirim ki ben tükenmşim! mutlu olmalıyım şu anda aslında. çünkü üçü beşi nasıl sayabildiğimi keşfettim fark etmeden. bunun için o üç beş gülen yüzün hayrına mum dikeceğim dilimin köreldiği ve elimin boşluk da olsa uzandığı son noktaya.

hayvanlığımı fazla uzağa kaçmasın diye üst katıma yerleştirdim. evinin manzarası benimkinden güzel ve ne güzelliktir ki yine, evinin kirasını ben ödüyorum keratanın. ara sıra yanımda gezdiriyor ve insanların benden tiksinmelerini sağlamak için yardımını alıyorum. artık o kadarcık da yardım edecek bana. sonra bazı sabahlar uyanıyorum gecelerini hatırlamadığım, gelip bana anlatıyor neler olup bittiğini. ne yalan söyleyeyim, kendimi bir tek sarhoşken seviyorum. çünkü bazıları var ki beni hep sarhoşken seviyorlar...

ömrümün yirmi sekizinci basamağında tepinir dururken (bak bu da klişe oldu) daha öfkeli, daha hırçın, sabırsız, fütursuz ve ahlaksız oluyorum. bunları yapmaktaki tek amacım huysuz bir ihtiyar olarak defolup gitmek bu dünyadan...

ama yine de siz beni sevin.. ha bir de burayı takip edin çünkü yazmalar yeniden alevleniyor...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben ayla beni arayin cok yanlizim geceleri bu sogulta usuyorum yok mu kimse 05313619856