29 Haziran 2009 Pazartesi

Nedensiz Bedensiz

iki: Sorgu

Efendi bir gün Kız’ı odasına çağırdı. Sakin ve sessiz bir günün ardından bu şaşırtıcı istek yerini karşı konulmaz bir meraka bırakarak Kız’ın Efendi’nin odasına gitmesine sebep oldu. Karşılıklı oturup hoş beş ettiler. Havadan sudan bilindik ne kadar cümleler varsa sarf ettiler kısa süre içinde. Bir anda “Aslında ben sana çok kızgını” dedi Efendi.

Kız şaşırdı. Çağırılmasını bile yeteri kadar şaşkınlık uyandırıcı bulurken bu tepki bu şaşkınlığı bir kat daha arttırdı. “Neden kızgınsınız anlamadım?” diye karşılık verdi.

Aynı ciddi duruş ile “Sen insanlarla oyuyorsun!” dedi.

“Ne demek istiyorsunuz anlamıyorum?”

Bulmacayı daha fazla uzatmak istemedi Efendi. “Çocuk’la aranda ne var?” diye sordu.

Kızın şaşkınlığı vücudundan iyice yer etmişti. “Hiçbir şey yok sandığınız gibi. Biz arkadaşız!” dedi.

“Valla dışarıdan bakınca hiç öyle görünmüyor.”

Samimiyet insanlar arasında hep doğrusal olmayan çizgiler üzerinde ilerlerdi Kız’a göre. “Biz sadece birlikte iyi vakit geçiren iki arkadaşız o kadar Efendi’m.” Dedi üstüne basarak.

“O zaman Çocuk’la oynama!”

Kız şaşkınlığı içinde söndürüp öfkesinin kafesini açmaya karar verdi. “Siz ne demeye…” derken kapı tıklatıldı. İçeri giren Çocuk’u görünce öfkesini dizginledi bir anda.

Olanlardan habersiz odaya dalan Çocuk “Efendi’m istediğiniz evraklar geldi.” Derken bir yandan da Efendi’ye çaktırmadan Kız’a gülümseyerek göz kırptı.

Elindeki bir miktar resmi evrakı masaya döküşünü seyrederken Çocuk’un Kız, ruhuyla bütünleşmiş umursamazlığı ile Çocuk’a usulca gülümsüyordu.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

hem yok iyi vakit geçiriyoruz, arkadaşız ayağına yatıyor bir yandan da çocuk'a işve yapıyor. şöyle bir hatun olamadık anasını satıyim:)