28 Ağustos 2009 Cuma

Neden Beden

On Dört: Son

“… Birileri bir söyledi biz sevgili, bir başka söyledi biz ayrı. Sen tahmin edebiliyor musun kimdi bizi dilinde oynatan veya neye hizmet eden bir tarikattı? Beklide bunların hiçbir önemi yok şimdi, Başkaları hakkında satırlar tüketip de ne sen ne de ben üzülmeliyiz. Bunlardan farklı sözler yazmam gerek bu yüzden buraya. Öff!.. Ne kadar da hazırdım halbuki…

Anlatmak istediklerim yönlendirilmiş olmanın katlanılmazlığı değil aslında. Soruyorum sana: birileri bizi birbirimize itmiş bile olsa beni nasıl hayal ettin? Biz seninle hayallerinde neler yaptık?

Oysa ki ben seninle uzun ve yorucu yolculuklar, geniş ve huzursuzluk verici hastane koridorları, bilimum sosyal aktiviteler, bize yakın olan herkesle mutlu anlar, kuytu köşelerde utangaç öpüşmeler, dokunuşlar, sevişmeler… Ben seninle geniş zamanlar hayal ettim sadece. Ve inanmazsın bunların hepsi sadece birkaç saniyede oldu. Çünkü sen farkına vardın mı bilmiyorum ama biz birbirimize birkaç saniye bile olsa aşıktık. Gözlerimiz sarıldı birbirine, seviştiler sarmaş dolaş. Biz ikimiz aynı göz bebeğinde tektik saniyeler içinde. Kimse yoktu o anda. Sadece birbirine aşık iki çift göz bebeği ve onların bütünü iki ruh… sen bunu fark ettin mi? O anı hatırlıyorum da, ne kadar güzeldi diye geçiriyorum içimden. İnsana sadece birkaç saniye içinde ömrünün geri kalanının hayalini yaşatan bir aşk ne kadar da yücedir değil mi?

Diğer olan bitenlerin ardında ben hep bu hissiyat ile dolandım ortalıklarda. Sonra bir gün bir resim gördüm ismi önemsiz bir sanal dünya içinde. O Adam ve sen vardınız resimde. Sen omzuna yatmıştın onun ve o kadar masumdun ki, ben utandım kendimden. Yüzünden ona karşı olan tükenmez bir güven akıyordu. İşte tam o anda bana haram olduğunu anladım. Böylesine huzurlu bir anın yaratıcısı o iki insanın hayatına girmek anlamsız ve cahilce olurdu. Asla benim olamayacağını ve bunun için yeterli sağlamlıkta sebeplerinin olduğunu artık gözlerimle görüyordum. Sanmıyorum ama, hayatına girdiğim zamanda aklını karıştırmayı veya bana dair bir etki bırakmayı başardıysam senden özür diliyorum. O resmi daha erken görseydim eğer bunların hiç biri olmazdı inan.

İşte bunlar beni sana saplayan son şeylerdi. Şimdi aklımda olan son şey bugün son defa gördüğüm o solgun yüzünün neden ağlamaklı olduğu? Bunu öğrenemeyeceğimi bile bile söyleyebilecek tek telkin cümlem var başkalarından araklama: her gün güneş doğar, yeter ki açık olsun perdeler…

Şimdi ben yeni bir hayatın içine giriyorum. Başka Biri’nin dünyasında mutlu olmak için elimden geleni yapacağım. Umudum seninde hayattan kopmadan o Adam ile mutlu olman. Eğer bir gün ulaşırsa bu mektup sana beni gülümseyerek ve iyi hatırlaman dileklerimle…”

Uzaktan yazdıklarına baktı Çocuk. Gülümsüyordu sonunda. Kağıda bile olsa içini dökmenin, tüm hislerini anlatmanın verdiği mutlulukla doldurdu tüm ruhunu. Uzaktan yazdıklarına baktı ve son bir gülücük attı Kız’a dair tüm yaşadıklarına. Masadan kalktı ve odasına gitti yazdıklarını güzelce katlayıp bir ajandanın arasına koyduktan sonra. Odasına salondan vuran ışık yatağından dünyanın belki de en güzel tebessümlerinden biriyle uyuyan Biri’nin güzel yüzünü aydınlatıyordu. En nihayetinde mutluydu Çocuk ve sessizce gidip Biri’nin yanına uzandı.

Hiç yorum yok: