9 Ağustos 2009 Pazar

Sıradan veya Sıradışı

Onsekiz: Aradığınız kişiye şimdi ulaşılıyor.

Telefonu eline aldığında telefonu eline almasını sağlayan cesaretinin yerini büyük bir heyecan aldı. Aklından hemen bir diyalog metni üretmeliydi. Nasıl başlamalı? Neler sorabilirim? Konu nerelere sapabilir? Saptığı bu yerlerden nasıl kurtarabilirim?

Elindeki terleme telefonu kayganlaştırmıştı. Tuşlara basmaya çalışırken telefon elinden aşağıya doğru kayıyor, o da bunu engellemek için telefonu havaya atma hareketi ile tekrar avucuna oturtmaya çabalıyordu. Bunu birkaç kez yaptı. Hatta son yapışında heyecanının yanında gelen gerginliğin de etkisiyle biraz fazla kuvvet uygulamış olacak ki telefon elinden fırlayıp televizyon masasının altındaki boş şişelere çarptı: kırılma olmadı.

Numarayı çevirdi: 03141592653. Yes'e basmakta zorluk çekti. Nefesi duracak gibi oldu. O gerginlikle kendini kastı. Kasılan vücudunun etkisiyle sıkılan avucu sayesinde baş parmağı tuşa dokundu ve arama başladı. Kendi kendine aşmakta zorlanacağı belli olan bu duvarı bir şekilde aşmıştı ama az önce kurmayı planladığı bütün cümleler aklından uçuvermişti bile çoktan. O an fark etti ki telefon numarasını yalnızca eline değil aynı anda telefonuna da kaydetmişti çünkü telefonun ekranında "Aranıyor... Özlem!!!" yazıyordu. "Olduyla öldünün çaresi yok." atasözünü bir cebine alıp telefonun ahizesini kulağına götürdü ve "Ben onun numarasını kaydetmişsem o da benimkini kaydetmiştir belki." diye düşündü. Geceden aklında kalması gerekenlerin arasında bulunan bu ayrıntılar hakkında maalesef hiçbir şey hatırlamıyordu.

-dıııııt... dıııııt...
-(Hâlâ açmadı, acaba yanlış bir zamanda mı aradım?)

Saate baktı, yarımı biraz geçmişti. Uyuyor olma ihtimâli küçük bir olasılıktı.

-dıııııt... dıııııt...
-(Aç artık n'olur, aç!)
-dıııııt... dıııııt...
-Alo?!
-...

Kuracağı cümlelerin ötesinde, hangi dili konuştuğunu bile unutmuştu.

1 yorum:

transkripsion dedi ki...

gülümsedim ki ben buna...