12 Ağustos 2009 Çarşamba

Neden Beden

On: Başkaları

Böylesine küçük bir diyarda insanların birbirleri ile birden fazla kere karşılaşmaları gayet muhtemeldi. Yolda veya bir toplu taşıma aracının içinde, olmadı bir kafede açık havada oturması keyif veren başka bir yerde herkes herkesi bir çok defa görüyordu mutlaka buralarda. Her zaman olmasa da çoğu zaman hoşnut olmazlardı bu durumda. Birini birden çok görmek uğursuzluk gibiydi herkes için. Dile getirilmemiş batıl bir inanç gibiydi bu karşılaşmama isteği. Kimileri ise artık hayatlarının en monoton ve kısır döngülere saplanmış doğrultusuna girdiğini düşünüyordu. Onlar kendilerine göre dönüşü olmayan bir yola girmişlerdi nihayet.

Çocuk için ilk olmayan bir rastlantı anıydı otobüste yeniden ve yeniden gördüğü Başkaları. Bu tiksindirici durum artık bağışıklık kazandırmıştı ki Çocuk’a içinde onlara selam verme isteği bile duymaktaydı kimi zaman. Kalabalığın içinde, ayakta ve birbirlerine eğilip konuşuyorlardı Başkaları. Kendi hakkında konuşulduğunu hisseder mi insan bilinmez ama Çocuk ne hikmetse bu kez onları dinlemek istedi. Çaktırmadan yanaştı duyabileceği bir mesafeye. Elinden geldiğince kamufle etti kendini ve cümlenin içinde ismi zikredilirken yakaladı tam da diyalogu.

“… Sonra Çocuk atmış bardağı yere.!”

“Adam Kız’ın aşkından kuduracaktı zaten!”

“Hakikaten bir şey olmuş mu lan iş seyahatinde Kız’la Çocuk arasında?”

“yok oğlum bende oradaydım ne olacak!.. Bir ara kayboldu bunlar. Sonra bir geldiler çocuk’un surat beş karış. İçilmiş, eğlenilememiş! Belli ki Kız vermedi buna surat yapıyordu ibne!”

“Ama Çocuk her yerde böyle siktim, şöyle elledim diyormuş?..” sözünü duyduğunda irkildi Çocuk. Bu güne kadar değil söylemeyeceği, söylemeye tenezzül etmeyeceği şeyleri ağzından çıkmışçasına duyuyordu.

“Yok be Oğlum ya! O’nun en sağdık dostu olsa olsa Elizabeth’tir.”

“Sen nereden biliyorsun peki bunları?”

“Nereden olacak. Kız söyledi tabi ki.”

“Sen ne ara… Lan az çakal Herif değilsin sen!”

“Tabi Oğlum. Gittim sordum ben. Çocuk için o sünepe bana sevgili olacak kalemde değil dedi. Sonra baktım hafiften gerdan kırıyor haspam hemen yapıştırdım teklifi.”

“Sonra ne oldu?”

“O kadar fazla atıp tutmuşuz ki meğer bunların hakkında Kız soğumuş ortamdan tabi. Biraz abartmışız kanımca. Canımı sıktı zaten bu durum. Eski sevgilisi olacak Adam’ın yanına gidiyormuş yarın.”

“Lan ne Herif’sin sen. Bende tavladı diyip ciddi ciddi dinliyorum!”

“Biz ettik biz bulduk abi! Bunlar yakınlaşmasın diye dedikodu çıkardık haybeden. Sonra elimizde patladı. Meğer bu mamalaklar hakikaten sadece arkadaşmış.”

“Yani?”

“Yani biz bunları ağzımızla sevgili yaptık, ağzımızla ayırdık olan bu. Ha bu arada kantarın topunu da kaçırınca Kız’da uçtu gitti elimizden! Ama ben vazgeçmedim daha. Bir gitsin gelsin ne yapar eder ikna ederim ben onu. Hiç bu kadar istemedim oğlum ben birini!”

Soluk bile almadan ilk durakta apar topar indi çocuk. Duydukları hayretler denizinde boğuyordu resmen onu. Duydukları ne kadar da kendinden alakasız şeylerdi. Böylesine saçma bir eğlence malzemesi olacağını asla tahmin edemezdi. Kısa bir an istifa etmeyi bile düşündü. Kurgulayacak bir fikir bile üretemiyordu aklının içinde. Sokakları arşınlarken adım adım bu duyduklarını Kız’a anlatmak istedi bir anda. Eli telefonuna gitti, aramaya cesaret edemedi. Zihninde Kız ile ilgili bütünleşen tek bir gerçek vardı. Artık her şey için çok geçti. Kız’ı sevdiğini hissetse bile…

Hiç yorum yok: