31 Ağustos 2009 Pazartesi

Yıl Dönümü

Aylardan Eylül. Bloğun birinci yılının ta kendisi yani. Hadi şimdi sayalım bakalım bir yılda ne haltlara pandik atmışız.

Yine bir Eylül günü ki bu sanırım 2008 yılı olur (ancak bir yıl değil mi) nedenini hatırlamadığım bir sebeple gaza gelerek açtığım bu blogda 80 küsür yazı yazmışız. Kendi yazdıklarımı bir kenara koyalım, onların önemi yok. Geri kalan yazıları parmak ağrılarına rağmen yazan amatör ruhlu güzel insanların bloğu benden fazla renklendirdiklerini unutmamak gerek. İlk günde yazdıklarımı gözden geçiriyorum; ben bu blou sadece açtım ve benim gibi yazmak isteyen herkesin ilgisine sundum. Sonuç olarak 6 nur topu gibi yazar arkadaşım oldu. Birlikte giriştiğimiz ortak hikaye girişimi "Sıradan Veya Sıradışı" anlamsız ancak eğlenceli yerlere geldi sayelerinde, her ne kadar yazmaktan sıkılıp bir kenaya çekilselerde. Ancak biliyorum hiç birinin kudreti ve sabrı bu kadar değil. Daha yazacak çok Sıradan Veya Sıradışı bölümlerimiz var...

Yarıda bıraktığım hikayeler bir yana, bitirmeyi başardığım iki birbirine kökten bağlı hikaye beğeninize sunuldu. İlk defa denediğim bir kurgulama yöntemi ile yazdıklarım ortalıklarda geziniyor. Ha tabi daha önce birileri böyle bir şey yaptıysa affola. Geri kalan tüm yarım hikayeler er ya da geç bitecek. Hatta buna bir kimlik arayışı hikayesi olan İstenilen Düzey ile başlayacağım. Sadec 3 bölümünü yayınladığım bu seri hikayenin bir çok imla hatası olduğunu gördüm ama nedense değiştirmek istemedim. onlarda benim utancım olarak kalsın orada ve bir gün daha başka bir yerde kendini gösterirse bu hikayeler bütünü elbet bütün yanlışları da düzeltilecektir. Ufacık şehirde bir başına kalan Furkan kaybettiği kalabalıkları geri kazanmak için türlü numaralar ile insanların hayatında dalacak ve hep yaptığı şey olan en yanlış yerden başlama huyu yüzünden hayatı sorunlu, kimi zaman çekilmez ancak bir o kadar da mutlu bir hal alacak. işin özü Ferit'in tek düze kahramanı Furkan'ın insanlar içinde vasıflarını kanıtlama hikayesi "İstenilen Düzey" yakın zaman içinde buradan beğeninize sunulacak...

Az zaman bir yıl. Bu az zaman içinde kanımca bir arpa boyundan daha fazla yol kat ettik. Artık 10 güzelim takipçimiz var arada bir bu bloğu tıklayıp içindekileri okuma nezaketini gösteren. Bir yılın ardından söyleyebeleceğim bir tek şey var:

Artık yalnız değiliz!..

Ve eğer halen daha ben hikayeler anlatmak istiyorum diyenleriniz varsa benimle veya diğer ekip üyeleri ile irtibata geçmelerini istiyorum. sansürle ve engellmelerle sıkıntısı olmayan, tüm benliğinden sayfalara içindekileri haykırmak isteyen herkese kapımız ardına dek açık. özellikle ortak hikaye için tabi... :)

Bir yılımı bana en içten yorumları ile bedbaht eden arkadaşlarım herkese teşekkürü bir borç biliyorum. yeni yazılar ve anlatılacak hikayeler ile görüşmek dleğiyle bir keç günlüğüne benden müsade. Umarım diğer ben gibi amatör arkadaşlarım buraları sahipsiz bırakmazlar...

Saygılarımla...

Ferit (transkripsion)

5 yorum:

Adsız dedi ki...

hani yazarlara özellikle sorulan bir soru vardır ya ferit, yazdıklarınızda kendinizi mi anlatıyorsunuz diye, işte o soruyu ben sana hiçbir zaman sormayacağım:)

transkripsion dedi ki...

insanlar yazdıklarında ya yaşadıkları, ya gördükleri ya da sürekli hayal ettikleri şeyleri yazarlar.. bu bir filmin senaryosunda da böyledir, bir ressamın yarattığı bir eserde de... hatta bir müzisyenin bestelerinde de...

ama sen cevabı biliyosun...

ne mutlu sana...

Pastafaryan dedi ki...

tutarlılık ve süreklilik açısından bir sene gayet de uzun bir süre bence. sor bakalım, içimizde bir sene boyunca bıkmadan yorulmadan yazı yazan var mı, diye. dilerim benim blog'un gidişatı da seninki gibi olur.
nice seneler!:)

Balık balık dedi ki...

Çok havalısın Ferit!
Çok duygulandım!
Mutla beni!

blumare dedi ki...

tebrikler. nicelerine...